TÜLEKLERİN MENSUP OLDUKLARI TÜRK BOYU
Buraya kadar verdiğimiz ve bulabildiğimiz verilerden de anlaşıldığı gibi tarihte Tülekler diye isimlendirilen bir aşiret, oymak veya şehir vardır. Fakat Tüleklerin hangi Türk boyuna mensup olduğu meselesi de kaynaklarda pek açık değildir. Tülekler Oğuz boylarından birine mi mensupturlar, yoksa başka bir boy veya kola mı mensupturlar, bu hususta farklı görüşler vardır.
Biz bu meseleye açıklık getirebilmek için evvela günümüzde yaşayan Tüleklere müracaat ettik ve farklı yörelerde yaşayan Tüleklere hangi boya bağlı oldukları hakkında çeşitli sorular yönelttik. Bazıları hatta önemli bir kısmı bunu bilemediklerini söylediler. Diğer bir kısmı ise dedelerinden duyduklarını söylediler.
Bunları şöyle sıralayabiliriz: İlk ve en fazla söylenen kendilerinin Kızık boyuna mensup olduklarıdır. Diğer bir kısmı Salur, bazıları da ki çok az bir kısmı Avşar olduklarını söylediler. Onların tamamı da bu söylediklerini kesin olarak bilemediklerini, ancak atalarının ve dedelerinin böyle söylediklerini de eklediler. Dolayısıyla bugün yaşayan Tüleklerden elde ettiğimiz bilgiler onlar tarafından herhangi bir belgeye dayandırılamamış, kulaktan dolma bilgilerdir.
Fakat şunu da belirtmekte fayda var ki, kendilerine başvurduğumuz Tüleklerin söylediklerini göz önüne alacak olursak kendilerinin rahatlıkla Oğuz Türklerinden olduklarını söyleyebiliriz. Çünkü farklı çevrelerden aldığımız farklı bilgilerin (Kızık, Salur, Avşar) hepsi de Oğuzlara dayanmaktadır. Çünkü Kızıklar da, Salurlar da ve Avşarlar da Oğuzların ana kollarındandır.
Bilindiği gibi Oğuzlar 24 büyük kola veya boya ayrılmaktadır. Bunlar;
Bozoklar:
Kün Han (Kayı, Bayat, Alkaevli, Karaevli)
Ay Han (Yazır, Yasır, Dodurga, Düker)
Yıldız Han (Avşar, Kızık, Bigdilli, Karkın)
Üçoklar:
Kök Han (Bayındır, Becene, Çavuldur, Çepni)
Tağ han (Sabır, İmir, Alayuntlu, Üregir)
Tingiz Han (İğdir, Büğdüz, Ava, Kınık).
Bui tablo bazı tarihçilere göre ufak da olsa farklılıklar göstermektedir. Fakat biz burada bugün Anadolu'da söylenişe göre bilinen ve meşhur olan görüşü de vermekte yarar görüyoruz:
Bozoklar
Kayı, Bayat, Karaevli, Yazır, Düger, Dodurga, Avşar, Kızık, Begdili, karkın
Üçoklar
Bayındır, Peçenek, Çavundur, Çepni, Salur, Eymir, Alayuntlu, Yüreğir, İğdir, Büğdüz, Kınık.
Eğer söylenenleri gözönünde bulunduracak olursak Tüleklerin Oğuzların hem Bozok, hem de Üçok koluna mensup olduklarını söyleyebiliriz. Çünkü yukarıda da görüldüğü Avşar ve Kızık kolu Bozoklara, Salur boyu ise Üçoklara bağlıdır.
Tarihi süreç içerisinde Tüleklerin ve Oğuzların yaşamlarını sürdürdüklere yerlere bakacak olursak genellikle aynı yörelerde yaşadıkları, yaşamlarını sürdürdükleri ortaya çıkar. Faruk Sümer'in bildirdiğine göre Oğuzlar, X. yüzyılın birinci yarısında Hazar denizinden Sirderya ırmağının orta yatağındaki Farab ve İsficab yörelerine kadar olan yer ile bu ırmağın kuzeyindeki bozkırlarda yaşıyorlardı. Tülek şehrinin de aynı yer ve yörede olduğunu hatırlarsak bu yörenin Oğuzların egemenliği altında olduğunu ve uzun müddet kaldığını söyleyebiliriz.
Yine bu yöreye Karlukların sonradan gelmiş olmaları Tüleklerin Karluk olmadığını da göstermektedir.
Dolayısıyla Tüleklerin hem Oğuzlarla iç içe ve yanyana yaşamaları, birbirleriyle sıkı münasebette bulunmaları, kendilerinin de Oğuzlar haricinde herhangi bir boya mensup olduklarını söylememeleri onların Oğuzlara mensup olduğu kanaatini ve fikrini kuvvetlendirmektedir.
Oğuz boyları ve Türkmenlerle ilgili geniş araştırmalar yapmış olan Faruk Sümer'e göre Kızıklılar Ankara'nın Çubuk ve Ayaş kazalarında görülmektedir. XVI. yüzyılda Amasya, Ankara, Bolu, Kayseri ve Sivas'ta yaşamışlardır. Ayrıca bugün Kayseri'ye 20 km. uzaklıkta ve içinde Tüleklerin de yaşadığı Kızık isimli bir köy mevcuttur. Yine Yozgat ve Kırşehir civarında (bugün Tüleklerin yaşadıkları yerlerde) Kızık halayının yaygın olduğunu belirtmekte fayda görüyoruz.
XVI. yüzyılda Bozok yöresinde (yanei bugünkü Yozgat ve Kırşehir illerinin bulunduğu yöre) Avşarlara rastlanmaktadır. Avşar halayının Yozgat ve Kırşehir yörelerinde iyi bilndiğini, yine Avşar bozlağının da mahalli ozanlarca okunduğunu biliyoruz. Avşar bozlaklarının en önemli icracısı olarak kabul edilen Muharrem Ertaş ve Oğlu Neşet Ertaş’ın ömürlerinin büyük bölümünü başta İbikli köyü olmak üzere Çiçekdağı Tülek köylerinde geçirdiğini biliyoruz. (Hatta Muharrem Ertaş’ın eşi Neşet Ertaş’ın annesi Döne Hanım’ın mezarı İbikli Köyü mezarlığındadır.) Türkmen Abdalları ile Avşarlar arasında etnik bir ilişki olup olmadığı hususu da tartışmalıdır. Özellikle yöredeki avşarların Türkmen Abdallarına “onlar da Avşar” diyerek sahip çıktıklarını biliyoruz.
Faruk Sümer'e göre Avşarlar 19. yüzyılda ikinci yarıda Kayseri'nin Pınarbaşı, Sarız ve Tomarza kazalarına yerleşmişlerdir.
Görüldüğü gibi bugün Tüleklerin yaşadıkları bölgelerde Avşarlara, Kızıklara ve onların bazı kültürel değerlerine rastlanmaktadır. Fakat bu etkileşim onların Kızık veya Avşar olduklarını kesin olarak ortaya koymaz.
Tülekler arasında diğer rivayet olan Salur boyuna mensup olma diğerlerine rağmen daha kuvvetlidir ve bazı belgelere dayanmaktadır. Nitekim Abdülkadir İnan meseleye daha değişik bir boyut kazandırıyor. Ona göre de Tülekler Salur boyuna mensupturlar. İnan'a göre Karamanlar yirmidört oğuz boyunun Salur boyundandır. Karaman, Kazak-Kırgızların "Kiçiyüz" heyetindeki Beyoğlu kabilesinin "tana" şubesinde ufak bir oymaktır. "Ortayüz" heyetinde bulunan "Argın" kabilesinde "Karaman" bir şubedir; "Tülek", "Suyündük" ismindeki iki oymaktan ibarettir. Nitekim Zeki Velidi Togan'a göre de Tülekler Kazak kabilelerinden Ortayüz boyuna bağlıdır.
Abdülkadir İnan Tüleklerin süyündüklerle beraber Argın kabilesine mensup olan Karaman şubesini oluşturduklarını ve karamanların da Oğuz boylarından "Salur" boyuna mensup olduklarını bildirdiğine göre, Tüleklerin de Salur boyuna mensup olduklarını söyleyebiliriz. Nitekim Zeki Velidi Togan'ın da İnan'la aynı görüşü paylaşmakta ve Tüleklerin Ortayüz heyetine bağlı olduğunu kabul etmektedir.
Elizabeth E. Bacon Türkistan'a yaptığı gezisinde Türkmenistan'ı anlatırken, en önemli Türkmen kabilelerini sayar. Bu kabilelerden biri de İran sınırında Göklanların doğusundaki Salur kabilesidir.
Diğer taraftan Faruk Sümer'in bildirdiğine göre XI. yüzyılın ikinci yarısı ile XII. yüzyılın birinci yarısında Sir suyundan kümeler halinde yapılan Oğuz göçleri onların Balkan dağları bölgesinde yurt tutmalarında amil oluyor. Başka bir yerde de Balkan dağı civarında genellikle Salurların yaşadıklarını belirtmektedir. Sümer'e göre Salurlar, Selçukluların fetihlerine katılmışlar, Farsta kendi adlarıyla anılan bir devlet kurmuşlar, Anadolu'nun iskanında da geniş ölçüde rol oynamışlardır. Ona göre Salurlar Oğuz elinin Kınık, Kayı ve Avşar gibi en büyük boylarından biridir.
Karamanların bugün Tüleklerin yoğun olarak yaşadıkları Kırşehir yöresini 1408'li yıllarda ele geçirdiklerini biliyoruz. Fakat Karamanların Salur boyuna bağlı olup olmadığı hususu da ihtilaflıdır. Şihabeddin Tekindağ İslam Ansiklopedisine yazdığı Karamanlar maddesinde onların Salur boyuna mensup olduğu fikrini benimsemez. O Yazıcızade Ali'nin Karaman boyunun Afşarların bir kolu olduğunu belirttiğini söyler. Nasır al-din Margunâni'nin bildirdiğine göre (Maşayıh-ı türk) Anadolu'ya hicretlerinden evvel Amuderya yakınındaki İlyahk adlı mevki ile bu nehrin garbındaki Balkan dağlarında Karamanlar yaşamaktaydı ve şekavetleri ile tanınıyorlardı.
Tülek destanında da aynı dağın isminin geçmesi ayrıca Salurların genellikle Balkan dağları civarında yaşamlarını sürdürmeleri dikkat çekicidir. Diğer taraftan bugün Tüleklerin yaşadıkları yörelerde yaşamış olan ve birde devlet kurmuş olan kadı Burhaneddin Ahmed'in de Salur boyuna mensup olduğunu biliyoruz. Bugün Tüleklerin yaşadıkları yörelerden olan Kars'ta ve Bozokta (Yozgat-Kırşehir civarı) Salurların olduğunu Faruk Sümer bildirmektedir. Salur'un anlamı ise vardığı yerde kılıç çalıp çomakla harbeden manasındadır. Daha önce Tüleklerin karakter ve yapı itibariyle civanmert ve savaşçı olduklarını belirtmişti